Organizasyonel Amaçlar ve Peloton Liderliği

Organizasyonel Amaçlar ve Peloton Liderliği Organizasyonel amaçlar, bir şirketin varoluş nedenini ve gelecekte ulaşmak istediği hedefleri belirleyen rehberlerdir. Bu amaçlar hem organizasyonun ve hem de çalışanların yönünü tayin eder, stratejilerin çalışanlar tarafından sahiplenilmesine ve çalışan bağlılığının güçlenmesine yardımcı olur. Günümüz iş dünyasında organizasyonel amaçlar, yalnızca organizasyonların pazardaki rekabet avantajı ve finansal başarıları ile sınırlı kalmıyor; aynı zamanda topluma fayda sağlama ve sürdürülebilirlik gibi değerleri de kapsıyor. Yeni kuşak, çalıştıkları organizasyonların sosyal sorumluluklarını yerine getirmesini, çevresel sürdürülebilirliği diğer kuşaklara göre daha fazla önemsiyor. İklim değişikliği şüphesiz bunun en büyük nedenlerinden biri. İklim değişikliğini hep gelecek kuşakların sorunu gibi görüyoruz. Ancak dünya genelindeki ısınmanın 1.45 dereceye ulaştığı ve uzmanların 2 dereceye yalnızca 20 yıl kaldığını belirttikleri bir dönemde, yeni kuşağın çevresel kaygıları daha belirgin hale geliyor. Önceki kuşağın emekliliğin hayal ettiği yaşam yerlerinde hava sıcaklığı her yıl rekor tazeliyor. Yağışın azlığı neticesinde ortaya çıkan kuraklık tehlikesi de gelecekteki en önemli tehditlerin başında geliyor. Yağışın az olduğu bölgelerde su sorunu yaşanıyor. Bu…

Okumaya devam edinOrganizasyonel Amaçlar ve Peloton Liderliği

Liderlik Engelleri

Liderlik Engelleri Bir organizasyonun, önemli bir projenin veya bir bölümün başına geçtiniz ve bu süreçte liderlik yetkinliklerinizi geliştirmeye yönelik çeşitli programlarla desteklendiniz. Bu noktadan sonra, organizasyonu, projeyi ve ekibi bir üst seviyeye taşıyabilmeniz için yalnızca kendi çabanız değil, aynı zamanda organizasyonun bu çabalara verdiği olumlu karşılık da kritik bir önem taşır. Günümüzde, akademi çatısı altında geleceğin liderliğini yetiştirmek amacıyla farklı içeriklerde liderlik gelişim programlarına sıkça rastlıyoruz. Peki liderliğin etkisini artırmak amacıyla tasarlanan bu programlar bireylerin üzerindeki etkisi kadar organizasyona da aynı etkiyi sağlıyor mu? Bu sorunun yanıtı, liderin hızıyla organizasyonun hızının uyumuna bağlıdır. Liderin Hızına Organizasyon Ayak Uydurmalı Liderlik gelişim programlarının ardından, liderin yolculuğunun en büyük engeli, organizasyonların mevcut yapısı olabilmektedir. Kişi hangi eğitimi alırsa alsın, gelişim süreci boyunca veya program tamamlandığında, eski alışkanlıkların sürdüğü, problemlere karşı bakış açılarının değişmediği ve aynı hiyerarşik yapıların veya kalıpların devam ettiği bir ortamda edindiği yeni beceriler körelebilir. Bir organizasyonda, hedeflenen hızda ilerleme sağlanmasının ilk koşulu, mevcut kültürün doğru anlaşılmasıdır. Karar alma süreçleri,…

Okumaya devam edinLiderlik Engelleri

Kariyerimizin Umut Molekülleri (KUM)

Kariyerimizin Umut Molekülleri (KUM): Başarının ve Mutluluğun Kilit Etkenleri Umut Molekülleri, gelecekte büyük umut vaat eden, hastalıkların veya semptomların yönetiminde potansiyel fayda sağlayabilecek yeni ve yenilikçi biyomolekülleri veya ilaçları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Son günlerde bu kavramla ilişkili yeni bir terim kullanılıyor. “Umut Moleküllerinin Bilimi” Bu bilimsel terim, özellikle egzersiz sırasında vücut tarafından salgılanan ve genel sağlığımızı iyileştiren kimyasalları ifade ediyor. Spor yaparken kaslarımız kasılır ve kan dolaşımımıza kimyasallar salınır. Bu kimyasallar arasında miyokinler de bulunur, bunlar küçük proteinlerdir ve beyne giden antidepresan görevi görürler. Miyokinler, ruh halimizi ve merak yeteneğimizi geliştirerek, beynimizi yaşlanmanın etkilerinden korur. Uzun süredir sporun, özellikle takım sporlarının, sağlığımızın dışında liderlik, mutluluk, performans, motivasyon gibi alanlara etkilerini sizlerle paylaşıyorum. Umut Molekülleri Bilimi terimini duyduğumda, bu konuların bilimsel olarak da desteklendiğini görmek beni çok mutlu etti. Miyokinlerin psikolojimize olumlu etki etmesi gibi kariyerimizde de bizi başarıya ve mutluluğa taşıyan kilit etkenler vardır. Bu etkinleri, Kariyerimizdeki Umut Molekülleri, yani KUM taneleri olarak adlandırabiliriz. Kariyerimizdeki bu KUM…

Okumaya devam edinKariyerimizin Umut Molekülleri (KUM)

Konfor Emekliliği Kavramı ve Hayatımızda Konfor Dönemleri

Konfor Emekliliği Kavramı ve Hayatımızda Konfor Dönemleri Son zamanlarda yoga ve doğa kamplarına olan ilginin giderek arttığını görüyoruz. Özellikle pandeminin ardından modern yaşamın getirdiği stres ve belirsizlikten kaynaklı kaçış arayışları kişisel gelişim/ dönüşüm yolculuğunda farklı iş modellerini hayatımıza sokmuş durumda. Bireylerin zihinsel ve fiziksel sağlığını iyileştirmeyi ve içsel huzur bulmayı amaçlayan bu kamplar, iş hayatında yeni bir kavramın da doğmasına neden oldu: “Konfor Emekliliği” Konfor emekliliği kavramını daha iyi anlamak için iş hayatımızın farklı dönemlerinde geçirdiğimiz aşamaları incelemek faydalı olacaktır. Bu aşamalar, konfor alanlarımız ve arayışlarımız açısından beş döneme ayrılabilir. 1- Konfora Meydan Okuma Dönemi Kariyerimizin ilk yıllarında kendimizi geliştirmek, yeni deneyimler kazanmak ve sınırlarımızı zorlamak için yoğun çaba harcadığımız dönemdir. Bu dönemde, konfor alanımızın dışına çıkarak risk alır, farklı şirketlerle ve farklı insanlarla tanışır ve çeşitli zorluklarla yüzleşiriz. 2- Konfor Platosu Dönemi Yeteneklerimizi ve güçlü yönlerimizi anladığımız ve kariyerimizde hedeflediğimiz noktaya ulaştığımız dönemi ifade eder. Artık hedefler daha nettir, beceri ve uzmanlıklarımızı en üst düzeyde kullanırız. Bu dönem…

Okumaya devam edinKonfor Emekliliği Kavramı ve Hayatımızda Konfor Dönemleri

Geleceğin Liderlik Yaklaşımları: Holokrasi ve Peloton Liderliği

Başarılı bir ekip oluşturmanın temel yolu, insanları ortak bir hedef etrafında bir araya getirmektir. Bu kilit unsuru Peloton Liderliği kitabımda detaylandırdım. Peloton liderliği, liderliğin paylaşıldığı ve ekibin her üyesinin sorumluluğu almaya istekli olduğu bir yaklaşımı temsil ediyor. Böylece, bu yöntemden yararlanan ekipler zamanla kendini yöneten bir yapıya dönüşebiliyor. Günümüzdeki organizasyonlar genellikle geleneksel yönetim ve sıkı bir hiyerarşiyle işlerini yürütüyor. Ancak özellikle pandemi sonrası yeni dönemde, daha yatay ve çevik yapıların geleneksel yönetimleri geride bırakacağını söylemek mümkün. Bu dönüşümlerden biri de 2007 yılında Brain Robertson tarafından tanıtılan Holokrasi yönetim modeli. Holokrasi, bu değişimin öncüsü olarak, karar alma yetkisinin dağıtılmasını ve böylece organizasyonların daha esnek ve çevik olmasını hedefliyor. Ayrıca, yenilikçiliğin ve esnekliğin önemli olduğu rekabetçi iş dünyasında organizasyonlara avantaj sağlamayı amaçlıyor. Holokrasi fikrinin temeli, ahtapotların doğal davranışlarına dayanır. Ahtapotlar, sekiz kolu ve karmaşık sinir ağı ile son derece çevik bir canlı türüdür. Merkezi bir beyne bağlı olan bu kollar, çevresel uyarıları algılar ve gerektiğinde bağımsız tepki verebilirler. Her kol bağımsız…

Okumaya devam edinGeleceğin Liderlik Yaklaşımları: Holokrasi ve Peloton Liderliği